Uzman klinik psikolog Gökhan Çınar’ın hazırlayıp sunduğu birbirinden çarpıcı hayat hikayelerinin anlatıldığı Katarsis X-Tra programı, bu haftaki konuğu ünlü program sunucusu Özge Uzun ve engelli oğlu Dağhan ile işledi.
Programda ünlü sunucu Özge Uzun’a, Gökhan Çınar kendisini hep bir güç sembolü olarak görüldüğünü ve böyle güçlü durmasının yorucu olup olmadığını sordu Özge Uzun “Evet çok yoruldum. Oğlum Dağhan’ın doğduğunda benim kendi gardımı aldığım dönemdi. Oğlumun doğumunun üstünden sadece 40 gün geçtikten sonra tekrar iş hayatıma geri döndüm. O kadar ki burnum yere düşse dahi yerden eğilerek almayacak bir dönem yaşadım ve bu yaşadığım her şey bana geri döndü.” ifadelerini kullandı. ‘’
‘BÜYÜK ACILAR YAŞADIM.’’
Özge Uzun, açıklamalarının devamında “Oğlum Dağhan’ın doğduğunda yapışık parmak, kalça çıkığı, kalbinde problemler, kas kalınlaşması, yapışık parmak ve ayakları ayak bileklerine yapışık dünyaya gelmişti. Teni doğduğunda simsiyahtı. Doğum sonrası uzun süre yoğun bakımda kaldı. Bu süreçte oğluma tanı koymakta doktorlar zorlandı. Ama içimden doğum sonrası bazı problemler olacağını hissediyordum. Uzun ve zorlu bir süreç ve hep beraber mücadeleye başladık. Aradan bu kadar süre geçmesine rağmen Dağhan’ın rahatsızlığının ise tam olarak hala bir tanısı yok.” sözleriyle anlattı.
Özge Uzun sözlerine “ Doğum sonrası eşim, bir psikolog ve kadın doğum uzmanı hep beraber getirdiler. Bana bir şeyler anlatmaya çalışıyorlardı ama ben anlayamıyor ve kavrayamıyordum. Kimseye oğlum ölecek mi yaşayacak mı soramıyordum. Uzun bir süre ağladım ve ağlamamı durduramadım. İlk evliliğimde bir gebelik yaşamıştım, eşim de çocuk istemeyince çocuğumu aldırmıştım. Aklıma ilk gelen o çocuğumdan dolayı cezalandırılıyor muyum?” diye düşündüm.
En popüler dönemlerinde kendisinin bacakları ile gündeme getirildiğini ve bundan dolayı hep bir mahcubiyet yaşad
Özge Uzun sözlerine; ‘’Hastanede Dağhan’ı getirdiler. Bir psikolog, kadın doğum uzmanı ve Volkan geldiler. Bir şeyler anlatıyorlar fakat hiç bilmediğim bir ülkede, hiç bilmediğim bir dilde tanımadığım insanlar bana bir şeyler anlatıyorlar gibiydi. Yaşayacak mı ölecek mi beni ne bekliyor soramıyorsun. Durduramadığım bir ağlama yaşadım. Gerçekten yok olmak istedim. O anı hiç yaşamamak istedim. Pişmanlıklarım bir bir sıralandı arkasından. İlk evliliğimden bir gebeliğim vardı o zaman çok gençtim ve eşim istemiyordu. Acaba o çocuktan dolayı mı cezalandırılıyorum diye düşündüm.’’ şeklinde devam etti.
”İnsanların ne kadar acımasız olduğunu gördüm”
Bir dönem bacakları ile gündeme getirilen ve o dönemde çok utandığını, mahcubiyet yaşadığını, hatta ekrana sadece bacaklarından dolayı çıkarıldığının algısı oluşturuldu. İnsanlar gerçekten çok acımasız. Benimle röportaj için evime geldiklerinde herkesin büyük bir şok geçirdiğini hissettim. Ama beni en çok üzen ünlü bir kadın yazar benimle ilgili “ Her şey oğlum için, bacaklarım da” diye iğrenç bir başlık atmıştı. O haksızlığı hala unutabilmiş değilim ama şu an o yazara saygı duyuyorum ve iyi ki tüm bunları yaşamışım” dedi.